Öğrenci Evi Nedir?

Öğrenci evleri; sakinlerinin, her konuda son derece rahat oldukları evlerdir. Ortada bırakılan bir havlu ya da toplanmayan bir sofra asla mesele edilmez. Dahası yeniden kurmak derdi yok diye sevinilerek başına geçilir.

Buzdolabının üstünde bulaşık ve çamaşırlarla ilgili bir liste vardır. Benim gördüğüm liste o kadar eskiydi ki, listedeki isimler artık o evde yaşamıyorlardı. Hem bizde pazarlık yapmak hep vardır ya bilirsiniz, “çok yorgunum sen benim sıramı al, ben de senin yerine yarın akşam yıkarım olur mu?”
Ortada bulunan her şey; sigara, pil ve benzerleri özellikle, kesinlikle kamu malıdır. Üzerinde hak iddia etmek yersizdir.

Faturalar, vaktinde ödenmesi şart olan şeyler değildir mesela, rahat olun. Para zaten çok dikkatli harcanması gereken bir şeydir ve fatura mümkün olan en geç tarihte ödenir.

Temizlik günü olarak belirlenmiş güne riayet edildiği görülmemiştir. En sonunda biri, salonda koltuğu bulamadığında olaya müdahale eder. Eğer yetişilecek bir ders, ya da acil bir iş yoksa kimse sabahları uyandırılmamalıdır. Yayılmak serbesttir. Öğrenci evi; akşam pişirilecek diye ıslatılan nohutun ancak filizlenmek üzereyken pişirilebildiği evdir. (Ben, kendim, bizzat gördüm!)

Bugün, benim de ıslanacak nohutlarım, kuruyacak çamaşırlarım var.

Güneş yokken de gezebildiğim yerleri yazmak isterdim. Sokak lambalarının, Salacak’a nasıl da yakıştığını ilk kez gördüm. Bankta oturup, Kız Kulesini izledim. İstiklal’den aşağı karanlıkta ilk kez yürüdüm, hem de korkmadan. Yol arkadaşım, yorulunca dinlenilecek durakları iyi biliyor. O bir gezgin, geceler ve sokakları, onlar da onu biliyor. Ben uzun yürüyemezdim. Üşengeç bir balıktım ben.

Ne diyordum...Evdeyim bugün, evde ses olsun diye neden televizyon açtıklarını anladım... Kumandaya bastım, sessizlik yerine ses istediğimi fark edince. Şahan’ın taklidini yaptığı teyzelerin, gerçek olduğunu tespit ettim. Kadın programları bitmek bilmiyor. “Program teyzeleri” her konuda ahkâm kesebiliyor.

Bir de, ayrılan, barışan ünlü güruhu var. Bunlar da “televizyon aracılığıyla” seslerini duyuruyorlarmış. Cevap hakkı doğan karşı taraf, anında bağlanıyor da, Allah’tan, mesele açıklığa kavuşturuluyor. Sonracığıma, “yetkililere” seslenenler var. Televizyonu şikâyet kutusu zannedenler. Yemek tarifleri kuşağı diye de bir kuşak var sanırsam.

Evde olmak yaradı walla...

Hiç yorum yok: