ps: i love you.






ben çok ağladım, çok güldüm dün akşam.
çok tatlı, hafif, sabun köpüğü bir film diye düşünmüştüm.
daha ilk sekansta, çiftin tam bir karı koca kavgasını izlerken, film beni yakaladı.
o kadar komik, o kadar gerçekti ki:)

sonra o ilk gece, kocasının külleri bir sandığın içinde, telesekreterde tekrar tekrar onun sesini dinleyerek uyumaya çalışması...

kocaman kahkahalar hemen ardından gözyaşı.

ilk mektupta gece lambası almasını söylemesi mesela. tipiktir, "sevgiliim noluur, lenslerimi de çıkardım bak, kesin düşerim ben...". bizde pek sırayla değil, daima o kapıyor ışıkları, kapıları... mutlaka bir yerimi çarparım biliyor.

filmin tek sinir bozucu yanı, "devam et, gene aşık olmaktan korkma, life goes on" cart curt.
ben bencilim. asla istemem.
renkler güzel, müzikler şahaneydi, irlanda'ya gidesimiz geldi.
sonuçta, bazı yerlerde o kadar ağladım ki, filmi ve hissettirdiklerin içerde bırakıp, elele geceye karışmak çok mutlu etti.
bi' de birden yağan yağmurda, etraftakilere aldırmadan, sokakta oracıkta dansetmek...
"i am not your father. i'm not going anywhere."

3 yorum:

Hüma dedi ki...

"I am not your father, I am not going anywhere"...
işte ben tam orda çok ağladım...

Afra dedi ki...

ne zamandır aklımda..sorucaktım sana izledin mi diye..youtuba nasıl giriliri bulmaya çalışırken gördüm şimdi...ne güzel bir filmdir bu yaa..ard ardarda iki kere izledim sinemada..hem ağlatıp hem güldürdü çookk..çok güzeldi çok..

mermaid dedi ki...

afra: hihiyt izledim tabey akıllım