deretepedüz







Çantamız hazır, sandviçler de, yürüyüşe uygun botları da çektik mi?
Hazırız.

Bu Pazar biz dere tepe dümdüz, yürüdük, tırmandık, yürüdük...
Benim için yine bir ilkti. Evet, kolay bir parkurdu. Kamp yapma heveslisi benim için özellikle gerekliydi.

Topuklu pabuçlardan, bu duruma geçiş zamanla oldu elbette. Ben bir şehir çocuğuydum, hıdırellez kutlamadım mesela işte, hiç hayvanım olmadı, tırnaklarıma toprak girmedi, ağaca tırmanmadım, ateş yakıp karşısına oturmadım, pikniklerde bile masada olurduk biz. Çanta hazırlamak ve nereye olursa olsun yolculuk yapmak en büyük zevkim oldu ama en kısa yolculuklarda bile, bavulumu hafifletmekte zorlanırdım. -Arkadaşlarımla çıktığım bir tatilde havuz kenarı türk kahvesi zevki için, orda keyfime göre bulamam diye, yanıma kahve takımı alışım bir örnek olabilir- Bir daha geri dönmeyecek gibi her şeyimi yanıma almak isterdim.

Şimdi tam kafama göre, doğum günümde hediye bir sırt çantam var. Ve dönmeyi pek sevdiğim bir evim, dahası yanımda O olduktan sonra her yere çantasız bile gidebilecek cesaretim. Çantam çok cici, dağın tepesinden yuvarlasan içindekilere bir şey olmaz, motosiklet alınca sırtıma atmak için ideal.
İçine hafif şeyler atıp çıktık.

Ekibin en süperi bizdik diyebilirim. Elimizde hırkalar, şallar taşımadık hiç, yağmurluklarımız idealdi, enerji için müsli barlar almıştık, dersimize iyi çalışmıştık velhasıl, ayakkabılarımız harikaydı, hiç temizlemek zorunda kalmadık, "ıyyy napcam şimdi" falan olmadık, söylenenleri dikkatle dinledik, her an araziye uyum sağladık ve her dakikadan keyif aldık. Yağan yağmur harika bir avantaj oldu.

Sevgilim bir yerden çıkmaya çalışıyorken, Rehber elini uzatmış yardım etmekteyken, ortalık sessizken benim, "aşkııııım" diye merak dolu seslenişim herkesi koparttı.
Sevdiceğim ayakkabımı bağlarken, kıskanç bir teyze "yeni evliler şimdi peeh, bir de on sene sonra görelim" dedi, "aferin kıza bak o gelmeden hiç bir şey yemedi bekledi" dedi, bir diğeri "ama çocuk ona da yemek alıyordu zaten" "pek beğendim sizi çok yakışıyorsunuz" dedi falan... Halimiz ilgilerini çekti sanırım, renkli ve keyifle gökyüzünde süzülen bir balon gibi.
Pek çok yeni yer gördük, önünden geçip gittiğimiz yerlerin hikayelerin öğrendik. Ateşte önce sucuk sonra mantar yedik. Rehberimizden bile "aferin" aldım. Çünkü ben hiç sızlanmadım, yorulmadım, dizlerime kadar çamura battım. En çok benim güldüğümü söyledi. Gurur duydum:)
Bu sanki birkaç ay uzunluğundaymış gibi süren gün bana tekrar gösterdi ki, biz iyi bir takımız. Birbirimizi ne zaman kendi haline bırakmamız gerektiğini, ne zaman yardım gerektiğini, elele vermeyi, bir diğerimizin önde gidenin arkasında olduğundan emin olduğu için düşmekten korkmamayı, birbirimizi sakinleştirmeyi, uyum göstermeyi, kendi vazifelerimizi yapmayı, diğerininkine müdahale etmemeyi becerebiliyoruz.

Ha unutmadan, arabamızın plakası bile bize hediye gibiydi; 34 MOR 17 -çanakkale memleket-
Yeni haftaya çok olumlu ve dinlenmiş başladım.
İçimden yeni planlar yapmak geçiyor, ama sadece hayal ediyorum, en iyi planları hep O yapıyor biliyorum.



3 yorum:

Hüma dedi ki...

ben gelince sana, bana da o sandviclerden yap.

ayrıca, siz harika bi ciftsiniz.

ve ben de araba isterim, öyle plakalı yaaa! cok sanslısın, süper bi kalbin olunca, morlar her yerde karsına cıkıyo...

mor menekse!

Cem Akkilic dedi ki...

Blog ödülleri yarışması en sonunda bitti.Tam bir fiyasko ile sonuçlandı.

Selçuk hocada darılmış olacak ki hala blogunda bir yazı kelam etmedi.Oysa nasılda reklamını yapmaktaydı.Konuşmacı olarak katılacağını söylediği organizasyonda gerilerde kaldı ve unutuldu ki
hiç bu konudan söz etmiyor.Sanırım ilgi görmeyen ve beklediğini bulamayan Selçuk com organizatörlere küstü.

Yarışmanın başlamasından önce muhteşem,inanılmaz,iki eliniz kanda bile olsa gelin dedikleri Blog ödülleri gecesi sönük ve katılımı çok düşük geçti.Verdikleri hediyeler ise daha önce söylediğim gibi kıytırık çıktı.Hala bunu yarışmanın ilk olmasına bağlıyorlar.

Bu arada derece alan bloglara bakıyorum istisnalar hariç beyn.org,wolkanca gibi bloglar yazılarında küfürlü kelimeler barındıran,farklı olmak kaygısıyla argoya tutunmuş bloglar.

Renkli blogda bir yorum okumuştum henüz yarışma başlamamıştı.Arkadaşın birisi o kadar güzel tahminde bulunmuştu ki hepsi doğru çıktı.

Gelecek sene bu yarışma olmayacak ve çoktan güven yitirdiler.

Cem Akkılıç Onuncu köy

http://img133.yehhe.com/images/1068yarisma.jpg

http://www.renkliblog.com/blog-odullerinin-sonuclari-asla-guvenilir-olmayacak-1145.html

http://www.h-yaman.com/blog-odulleri-2008-oylamasi-basladi

http://cemologyonuncukoy.blogspot.com/2008/04/blog-dlleri-aldatmacasi.html

ღ°•.♥ sosyetik bit pazarı ♥.•°ღ dedi ki...

Kesinlikle süper bir aktivite olmuş!