yorguuun

En son geçen hafta kuaföre gitmiştim. O günden beri dışarı çıkmadım. Yaklaşık 10 gündür bitkisel hayattayım. Arada, kuzen, öğrenci, postacı falan geldi bir kaç kez. Gecem gündüzüm karıştı. En son bu kadar yoğun bir şekilde, bir yıl önce çalışmıştım ve yeni yıla böyle girmiştim. Yine aynısı. Ev berbat. Ben daha berbat. Gözümün altında mor halkalar. Yapılmayan maskeler, sürülmeyen kremler. Kendim için yaptığım tek şey, lens takıp çıkarmak. Onu da ileri derecede dört göz olduğumdan unutmuyorum. Evet şikayet ediyor gibi duruyorum farkındayım, ama yakınmaya ihtiyacım var. İşimi seviyorum. Mutluyum da. Sadece aşırı yorgunum. Aşırı bitkin. Aşırı uykusuz. Yorganın altında üç gün uyuyup uyanıp insanı o en yormayan kitaplar okumak, okuduğum kitapta imla hatası veya anlam bozukluğu falan bulmamak, hayal kurup dinlenmek, kitabı kafamdan tekrar yazmak istiyorum. Acilen kendimi toparlamam gerek. Daha 2010 ajandamı alamadım. Ekmek yapmak istiyorum, bugün yapamadım, hızla akşam olmuş. Battaniyem duruyor. Aslında dizimi örtüyor artık :) En son izlediğim film gerzek bir şeydi. Dizi dersen, fringe izliyorum, o da yemek yerken. Sevgilimi özledim. Boş boş oturmayı özledim. Boş boş otururken bile hani okulda ertesi gün sınav vardır bilirsin, ders çalışmasan da içini bir şey kemirir o hisle oturmak da sinir bozucudur. Aynen öyle. Birikmeyen ütüler istiyorum, hop kendiliğinden ütülenen. Bir aydır bitmeyen bir kitabım var, söylemeye utanıyorum. 10 Muharrem geliyor, aşure yapamadım. Aralıksız çalışıyorum, ara verirsem, anca kişisel işlere vakit buluyorum, ev zaten elleri kolları olan ve bakıma muhtaç bir organizma, bunu da hala anlayamıyorum.

Neyse işte, bu yakınmaların sonucunda bu akşam itibariyle maratonum bitiyor. Kutlamaların ilk ayağını, evi insani koşullara getirerek başlattım, devamı ise son derece sığ bir şekilde, elimde battaniyem batıp çıkarak, "ulan bu bihter niye hala yürümeyi öğrenemedi", "sinirlenmekten anladığı bakışlarını bir noktaya sabitleyip dudaklarını büzüştürmek" falan gibi banel yorumlarla aşkı memnu izleyerek sürdürücem. Sonra artık yeterince şanslıysam, belki bir kaç gün buralardan uzaklaşır mıyız bilmem. Aslında yetişmesi gerekenler yetişti ya, şu an yeniden on kaplan gücünde ve mutluyum.

La la la la laaaaaaa!

2 yorum:

deryik dedi ki...

yazıda aşureyi okuduğum anda ondan sonraki tüm kelimeler aşureydi.

Bulunur Hint Kumaşı dedi ki...

Mutluyum yazmışsın ya bence azalsın ama hiç bitmesin bu yoğunluk;)