teber

Ben dün akşam bir elbise giydim;

Kendimi pek beğendim. Mumlar yaktım. En güzel kokanlardan. Sahibine yabancılaşan bedenime baktım, ah evet pek sevindim.

Ben dün akşam bir elbise giydim;

Sahiden uğur getirdi.

Hani bir fotoğraf vardır ya; cam kenarından dışarı bakan, bakarken hülyalı bir şekilde karnını okşayan hamile kadın. Yüzünde mütebessim bir ifade, nirvanadan bildirir sanki. Yok işte ben olamadım onlardan. Var ama öyleleri yalan değil. Eleştirmiyorum, ama garipsiyorum hayatı böyle kıyısından yaşayan insanları. Ben o camdan bakan değil, aşağıda hızla bir yere yetişen/yağmurda ıslanan/sevgilisiyle öpüşen falan olabilirim ancak. Temmuz’a Kasım kaçmışken hazır, deliler gibi çalıştım. Ha evet, molalarım daha sık şimdi, stres getiren zamanla yarıştığım şeyleri yapmıyorum, sık sık kalkıyorum, beslenmeme dikkat ediyorum. Ofise ancak öğleden sonraları gidebiliyorum. Ama hala yoğun çalışıyorum.

Evlendikten sonra vardığım bir kanı vardı; evlilik bana bir büyüteç gibi gelmişti. O “sevgililik” halinde ne varsa; evlenince büyüyordu! Ben şanslıydım, bizde aşk bolcaydı, ilişkimizle ilgili değişim bu oldu, katmerlendi, güzelleşti, demlendi. Etraftakilerin “ya siz evlisiniz yeter artık sevgili muhabbeti” esprilerine konu olduk zaman zaman. Kat kat açılan çiçekler gibi olduk. Ama evet hayatla ilgili çakıl taşlarımız vardı minik minik, onlar büyüdü, kayalar oldu, aldığımız sorumluluklarla ilgili sorunlar kocaman oldu. Almamız gereken dersler büyük bir okula dönüştü. Güzel olan, artık yalnız değildim, değildi. El ele verdik. Şanslıydık dedim ya, güzel oldu, güçlendik. Çevremde gözlemlediğim tam tersi örnekler de vardı; kıskanç sevgili, “gözümü açtırmıyor” kocaya dönüşebiliyordu, ne bileyim “ay kızınca gözü kimseyi görmez” adamın şiddet eğilimleri ortaya çıkıyordu, hesap öderken eli titreyen yaratık cimrinin dik alası oluyordu, “çok nazlı” kız tembel tenekeye bağlıyordu, abur cuburu seven çıtır şişko teyzeye geçiş yapıyordu, “pek geveze” kızın dırdır şiddeti kimsede bulunmuyordu. Özetle kimse değişmiyor, sadece iki insan birbirine daha yakından bakıyordu, iyi ve kötü her ne varsa güçleniyordu her birinde, belki de en çok diğerinden güç alarak.

Bunca cümleyi şuraya bağlayacağım; hamilelik de benim yaşamımda böyle bir şey oldu. Kendi kişisel yolculuğumda ilginç bir katman, farklı bir mevsim. Enteresan haller, tekâmüle çevirebilirsem ne mutlu. Yıkıp attığım köprüleri yeniden kuruyorum, bu kez üşenmeden. İnatla. Derinlere gömdüğüm yaralarımı çıkarıp yüzleşiyorum, e tabi kolay olmuyor, yeniden kanıyor, acı veriyor, ama aa bir bakıyorum iyileşmiş. Zamanın bir yerlerinde kendime sapladığım bıçakları çekiyorum kaldığı yerden. Bu arada gözyaşı döktüğüm de oluyor, hayır hüzünden değil. E tabi bunlar olurken, yalnız değilim, sürece mucizenin diğer yarısı, sevgilim de katılıyor. Hayat bazen engelli parkura dönüşüyor, hop bir level atlıyoruz, biri daha geliyor. Hem de bu defa daha bir “henüz çalışmadığımız” yerlerden, daha zorlardan. Yepyeni dersler alıyoruz. Hayatımdaki birinin beni rahatsız eden o adını koyamadığım hali, şekil alıyor, patlak veriyor. Evet evet, teşhis koyabiliyorum. Ve daha güzeli, sonrası kolaylaşıyor, çünkü; kendiliğinden silinip gidiyor o insanlar. Hani fark etmeden sırtladıklarım, ‘ah omuzlarımı ne kadar da ağrıtmış meğer’ler…

Teber diye minik bir balta vardır, dervişlere verilir. Semboliktir elbette, hani ağaca sarılmış sarmaşıklar vardır ya, gücünü alan, ondan beslenen. İşte bir bir onları kesmek için minik bir balta. Yol boyu karşınıza çıkan yırtıcı hayvanları öldürmek için, tabi hepsi ruhunuzda bir karşılığı olan haller. O hayvanlar sizsiniz. Şimdi sanki bir bir ölüyor içimdeki o haller, tabi önce hastalığın tamamen patlak vermesi gerekiyor, bu da biraz sancılı olabiliyor. Ama bitiyor sonra. Ve o sarmaşıklar, evet ayrılırken acıtıyor, canından can kopar gibi, alışmışsınız varlıklarına, başka türlüsünü bilmiyorsunuz ne de olsa, ama sonrası ferahlık hafiflik… Öğrenmen gereken bir ders, en ağır haliyle okutuluyor ama sonuçta o meseleden mezun oluyorsun, ne mutlu.

Ben böyleyim bugünlerde. Hırka değiştiriyorum, kabuk değiştiriyorum. Çünkü sığamıyorum eskisine, serpiliyorum, çünkü ben anne olacağım. Daha güçlü bir kadın, daha çok insan olacağım.

3 yorum:

Tanya's dedi ki...

Çok güzel bir anne olacaksınız..aşkınızda üçkişilik..eksilmeden artarak..

derya dedi ki...

yüreğine sağlık...
maşallah size;)
sürekli bakıyorum yeni birşey yazdın mı atlamayayım diye... beklediğime değdi, yine harikalar yarattın içimde...
çok sağlıklı çok mutlu çok çok olun işte;)

öz'üm dedi ki...

güzel bir yazı olmuş.etkileyici..iyi bir anne olacaksın.ben biliyorum.