iyi ki'ler

Yeni yıl sahiden mis geldi. Bir sakinlik, bir güzellik. Akord tam da olmuş gibi.

Ama hani olur ya, insan bütün gün koşturur ve oturunca anlar nasıl yorulduğunu. O an belinin ağrıdığını fark eder örneğin. İşte onun gibi. Pek de oturduğum yok aslında, kastettiğim farklı bir şey. Herşeyi günlük telaşıyla ilerlerken bütün bu huzurun içinde durup hatırladığım kısacık anlar, kırgınlıklarım, endişelerim. Öylece gülerken, yemek yerken, o kısacık anlarda fotoğraf gibi geliyor gözümün önüne. Pıt çıt seslerle. Hafif buğulanıyor camlar ve geçiyor hemen. "İyi ki"ler hep çok fazla. Yoluna unutmadan devam etmek de öyle güzel ki.

Bu arada komik bir sabah yine, büyük kardeş kitapta kedileri gösterip sesini incelterek miyavlıyor, küçük kardeş bizim müzikle dansetmemize bakıp kikirdiyor. O kadar haylaz ki Pompik1, odalarına aldığımız raflara tırmanıyor, duvarın öbür tarafına geçmeye çalışıyor. Pompik2 kendisiyle konuşulduğu müddetçe pek mutlu, evin kendi telaşı onun için yeterli bir eğlence oluyor. Abisinin ısırmak, çekelemek gibi sevgi gösterilerine de alıştı artık, ağlamıyor. Hava kapalı bugün park yok. Öğleden sonra için bir eğlence bulmalıyım. Ben bu iki minik adamın annesi olmayı çok seviyorum, onlara şarkı söylemeyi, oyun oynamayı, popolarını temizlemeyi, hepsini.

Şimdi ikisinin de uyuduğu kısa anlardan, ben biraz kelimeleri kovalayayım.

Hiç yorum yok: