Gece eve dönüyoruz, Taksim'den.
Kapının önünde kediler, deli kediler.
Ben bakıyorum, oynamak isteyerek "Maya'yı gördünüz mü buralarda?" diye soruyorum.
Sevgilim, yukarı çıkıyor, hem mamalar getiriyor onlara, hem de bizim cadı Duman'ı.
Kediler yerken, gorgor sesler çıkarırken, gülüşüp duruyoruz.
Yokuşun başına doğru gidiyorum, Maya'yı ilk bulduğumuz yere.
Şişko kediler var, aç.
Sonra bir tanesi geliyor uzaktan, arabanın altından çıkıp geliyor.
"Miaw" diyor beni görünce.
Ay Maya buuuuuu!
İnanamıyorum gözlerime, artık bulabileceğimizi düşünmüyordum.
Gözlerim parlıyor kocaman.
Sokakta kedilerim için uydurduğum şarkılardan birini söylemeye başlıyorum.
Nasıl kirlenmiş, nasıl acıkmış, nasıl uykusuz.
Eve getiriyoruz, önce biraz azarlanıyor, hem Duman tarafından hem bizim.
"İki gecedir nerelerdeydin sen?"
"Bizi çatılarda gezdirdin biliyor musun sen, saatlerce ağladım"
Sonra gece oluyor, eğik tavanlı yatak odamızda maaile uyuyoruz.
Sabah mahmurluğuyla oyunlar oynuyoruz.
Pek mutluyuz.