Bitki alışverişimizi yaptık. Bol kahkaha ve curcunayla. Çok defa hapşırdık ve toprağa bulandık. Yaklaşık 600 defa "vitamin almamıza gerek olmadığına emin misin?", "Hayatım vitamin alsak mı?", "Alıyoruz mu vitamin?", "Vitaminsiz de büyürler mi?" sorularını tekrarlayarak sordum. Her soruşumda satıcı ve ayrıca hiper geveze çocuk, almamız konusunda heveslendirdi. Almadık ama. Sevgilim kesin ve netti. Gerek yokmuş çünkü.
Bir kere salatalıklarımız ve cherry domateslerimiz var artık. Kocaman bir saksıda. Balkon müthiş güneş alıyor. Kendilerini hem suluyorum, hem de sevgi ilgi gösterme ve şarkı söyleme seanslarını eksik etmiyorum. Onlarla salata yapacağım pazar kahvaltısını iple çekiyorum. :)) Kesip yemek için tavuk besliyor gibi hissettim kendimi bir an. Ya da hansel ve gretel'deki cadı kadın gibi:) Yok benimki daha masumca, dalından koparıp lüpletme isteği.
Sonra sevgilim, harika kokan yasemini, tellere minik minik dolamayı başardı. Ama nasıl güzel oldu nasıl. Daha ertesi gün açmaya başlayacak kadar şen şakrak bir bitki kendisi. Yerine alıştığına eminim. Balkon kapısı açık durdukça püfür püfür yasemin kokacağız.
Yolda gelirken, "listende var mıydı bu" diye, göz kırpacak kadar iyi bir sevgili... Onca kocaman şeyi eve getime çabasını da hiç saymıyorum:)
Haziran 1,
Pazartesi üstelik.
Hafif bir beslenme listesinde başlamak için daha güzel bir gün olamaz. Hadi bakalım:)
5 yorum:
yanına yabani yasemin de koyun. kokmaz ama rengi harika. elektik mavisi, çok güzel.
hanımeli de sonraki ödeviniz :)
Aaa...o domatesler geldi mi balkona?..nefis...
ay bi de taze soğan ve nane ek..domatesin içine koy sonra öyle lüplet..
geçen yıl da ben balkonda minik domates yetiştirmiştim 6-7 tane vermişti şahane bir duygu.
Offff gece açacaksın balkonun kapısını misler gibi içeri dolacak yasemin kokusu. Hanımeli ve yasemin benim de hayalim. Sevgiler...
Yorum Gönder